RUHUNU KAYBEDENİN BEDENİ HİÇ BİR İŞE YARAMAZ

RUHUNU KAYBEDENİN BEDENİ HİÇ BİR İŞE YARAMAZ

İslamiyet ruhumuzdur. Eğitimden ekonomiye sanattan tarıma her alanda bu ruhun varlığı bizi ayakta tutar doğru adımlar atmamızı sağlar.

İktidarda bulunan kişiler tarafından da itiraf edildiği gibi eğitimde başarısız olduğumuz mütemadiyen söylenmektedir. Elbette hiçbir şey yapılmamış değildir. Eğitimde adaletsiz katsayı uygulaması, zorunlu kesintisiz eğitim dayatması, kız öğrencilerin üniversite önlerinde başörtüsü  yasağı sebebiyle yaşadıkları dramı, Milli Güvenlik dersi aracılığıyla eğitimin vesayet altında tutulması, andımız uygulaması, meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği, kuran öğrenimine yaş sınırlaması getirilmesi gibi konuları artık tartışmıyoruz. Bunların Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından elde edilmiş önemli bir kazanımlar olarak görüyoruz.

 Yakından eğitimi bile tam olarak başaramamış bir milli eğitim bakanlığının uzatan eğitimde nasıl başarılı olacağı bizce meçhuldür. Tüm gayretler ve çalışmalar takdire şayandır. EBA TV’yle başlayan uzaktan eğitim öğrencileri oyalamaktan öte gitmeyen bir hamle olarak görülmektedir. Elbette uzaktan eğitim olmalıdır ama gerekleri yerine getirilerek yapılmalıdır. Yağmura hazırlıksız yakalandığımız her halimizden belli olmaktadır. Olmamış şeyleri olmuş gibi göstermenin, mış gibi yapmanın eğitimimize hiçbir faydası olmayacaktır.

Eğitim sisteminde milletimizin inanç, kültür ve ahlakına uygun insan yetiştirmenin mümkün olabilmesi için, müfredatın yeniden belirlenmesi ve bu çalışmada insanımızın sahip olduğu ahlakî ve toplumsal değerlerin, öncelikle dikkate gerekir.

Bu itibarla, sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim de dahil, eğitim ve öğretimin her kademesinde sadece demokrasilerde ve çoğulcu bir yapıda olmaması gereken değil, gerçekte herhangi bir etki de oluşturmayan ideolojik diktenin sona erdirilmesini amaçlayan, çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen merkeze milli değerlerimizi alan zihniyet değişikliğine acilen ihtiyaç vardır.

Öğrencilerimizin, özgüvene sahip, dürüst ve güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri gelişmiş,  iş birliğine yardımlaşmaya açık, toplum sorunlarına duyarlı, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer veren, toplumsal değerlerinin farkına varan ve buna sahip çıkan, doğal varlıklara ve çevreye karşı duyarlı, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı, şuurlu, vicdanlı insanlar olarak yetiştirilmesi eğitimimizin temel felsefesi olmalıdır.

Bunu yapacak olan aslî unsurda öğretmenlerdir. Fakat bu günlerde yapılan 20 000 öğretmenin ataması da sıkıntılı başladı. Çünkü 20 000 öğretmenin korona tatilinden dolayı başlatılmamaları bu meslektaşlarımızı maddi ve manevi olarak sarsmıştır.

Bu arada geride 500 binden fazla öğretmen adayı atama beklemektedir. Özellikle  3600 Ek gösterge verilmesi ya da emekliliği cazip hale getirici bir takım önlemlerle; hizmette belirli bir yaşa gelmiş ancak ekonomik kaygılardan dolayı bir türlü emekli olamayan eğitimci ve yöneticilerin emekli olmaları kolaylaştırılmalıdır.  Emekli olacak meslektaşlarımızdan boşalacak kadrolara atama bekleyen öğretmenlerin, ücretli öğretmenlerin, halk eğitimlerde çalışan ve kadro bekleyen usta öğreticilerin atanması eğitim öğretimde bir sinerji oluşturacaktır. Bu yüzden 3600 ek gösterge ve EYT sorunu acilen çözülme kavuşturulmalıdır. Yine Rehabilitasyon merkezlerinde çalışan özel eğitim öğretmenlerinin de sorunları giderilmeli kimi merkezlerin İLO sözleşmesini çiğneyerek haftalık ders saatinin çok üstünde çalıştırmalarının da önüne geçilmelidir.

 Öğretmenlik kanunuyla ilgili yetkililere görüşlerimizi bildirdik, sitemizde yayınladık. Burada özellikle öğretmenlerin havaalanında vip salonundan faydalanması, öğretmenlerimizin kaybettirilen itibarını sağlanması yolunda önemli bir adım olacaktır.

Öğretmenlik meslek kanunu ile ilgili raporumuz incelendiğinde kanunda olması gereken aslî konulardan bahsettiğimiz görülecektir. Öğretmenlik kanunu inşallah dağ fare doğurdu sözünü söyletmez.

Eğitimimizin karşılaştığı korona tatilini atlatıp ülke olarak bu badireden inşallah sağlıklı bir şekilde kurtuluruz.

Başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına özellikle sağlık çalışanları ve emniyet güçlerimize, korona tehlikesine rağmen görevinin başında ter döken herkese teşekkür ediyoruz.

Ayrıca, Gazi Meclisimizin 100. Kuruluş yılını ve ulaştığımız Ramazan ayınızı tebrik ederim. Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle.

 

Hamdi SÜRÜCÜ

Genel Başkan

 

Google Plus'da Paylaş

Yorumlar