ÖLEN EĞİTİMCİLER DEĞİL TÜM TÜRKİYE’DİR

ÖLEN EĞİTİMCİLER DEĞİL TÜM TÜRKİYE’DİR
Son haftalarda bıçaklanan, öldürülen eğitimcilerimizle ilgili haberler ülkemizin gündemine yerleşmeye başladı. En son İstanbul’da öldürülen okul müdürümüzün haberiyle hepimiz bir daha sarsıldık. Menfur bir saldırı sonucu vefat eden müdürümüze Allahtan rahmet ailesine, sevenlerine sabr-ı cemil diliyoruz. Yine saldırılara uğrayan yaralanan tüm eğitim çalışanlarına da Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Gerek öğrenci gerekse öğrenci velilerinin saldırıları artık vicdan ve insaf sahibi herkese yeter artık dedirtmektedir.
 
ÖĞ-DER olarak defalarca lise eğitiminin mecburi olmaktan çıkarılması gerektiğini disiplin cezasıyla eğitim ortamlarını bozan, geren ve diğer öğrencilerin kaliteli eğitim hakkını gasp eden veya da sınıf tekrarına düşüp başarısız olan öğrencilere açık öğretim lisesine nakledilerek lise eğitimlerini orada tamamlamalarının daha isabetli olacağını söylüyoruz.
 
Sorun sadece kişilerin şiddete meyyaliyetinden değil eğitim sisteminin ruhsuzluğundan da kaynaklanmaktadır elbette. 
 
Ne yazık ki Milli Eğitim Temel kanununda belirlenen temel amaç ve ilkeler gençlerimizin dünyasını ve ahretini birlikte kucaklayamıyor. Onların ruh yapısında olumlu değişiklikler meydana getiremiyor. Eğitim sistemi sorun çözme yerine sorun üretiyor.  Buna rağmen sorunlar halının altına süpürülerek resmî ideolojinin ve bürokrasinin   payandası ile sistem yürütülmeye çalışılıyor.
 
Rol model eğitimci, rol model ana-baba, rol model arkadaşların ağırlıkta olmadığı ülkemizde çocuklarımız kötü modellerin etkisi altında kalarak ya alkolün ya uyuşturucunun ya şiddetin ya çetenin ya da kendilerini terörün kucağında buluyor. Çünkü sistem   iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, günah ile sevabı, meşru ile gayri meşruyu, helal ile haramı, faydalı ilime yönelmeyi, faydasız ilimden kaçınmayı, iyi vatandaş olma yerine iyi insan olmayı, Hak ile batılı birbirinden ayıracak davranışların gönüllerde ve   zihinlerde yer bulmasına yönelik çalışmıyor.
 
“Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Onu Yahudileştiren, Hıristiyanlaştıran ya da Mecusileştiren anne ve babasıdır.” Hadisi şerifinde de ifade edildiği üzere her çocuk günahsız ve bütün kötülüklerden arınmış olarak doğmaktadır.  Modeller her türlü davranışlarında rol modellere özenirler. Çocuklarımız bizlerin aynasıdır. Onlarda görülen iyi ve kötü davranışların kaynağı bizleriz. Eğitim yetişmiş neslin yetişen nesle bilgi beceri ve kültürünü aktarma olayıdır.
 
Öyleyse çocuklarımızda gördüğümüz olumlu ya da olumsuz her davranış kurduğumuz sistemin eseridir. Şiddetin, madde bağımlılığının, tacizin kaynağı insanın yaradılış yapısı dikkate alınmadan verilen ruhsuz eğitimdir. Ruhsuz eğitim sistemi ile gençlerin istikbale matuf hayalleri yıkılmakta, gelecekleri karartılmakta yarınına güvensizlik aşılanmaktadır.
 
Ruhsuz eğitim sistemi ile öfkeler kontrol altına alınamamakta sorunlar çözülme kördüğüm olmaktadır. Ruhsuz eğitim sistemi ile aile içi terbiye ve disiplin sağlama yetersiz, sosyal iletişim becerileri zayıf kalmaktadır. 
 
Özellikle nitelikli eğitimci yetiştirilememesi  okullarda nitelikli eğitim verilememesi rehberlik hizmetlerinin amaçları dışında kullanılması, müfredatın çağın gereklerine göre yenilenmemesi, kontrolsüz internet kullanımı, cinsel içerikli TV  programları, şiddet konulu film ve diziler aile yapısını yozlaştıran magazin,  ölüm, intihar, cinayet haberlerinin  pervasızca  yayınlanması  sistemi zaafa uğratan ve  madde bağımlılığını şiddeti, tacizi  körükleyen  ahlaki erozyonu ve manevi tahribatı artıran sebeplerden bazılarıdır.
 
Çözüm için sorun üreten eğitim sisteminden çözüm üreten eğitim sistemine geçilmeli, Müfredatın belirlenmesinde kitapların hazırlanmasında evrensel gerçekler ülkesel ve bölgesel gereksinmeler insanın maddi ve manevi yapısı   dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Ne yazı ki müfredatlar Seküler bir ruhla hazırlanmıştır.  Yöneticilerinin namaz kılması bizi aldatmasın sistem hala batıl ritüellerle idare edilmektedir. Devlet-aile, aile -okul ve okul ile çevrenin birbirini yalanlayan eğitim uygulamaları terk edilmelidir. Çocukların manevi eğitimine ağırlık verilmeli, dini eğitim ve değerler eğitimi kendi kültürümüze uygun olarak ana sınıfından itibaren verilmeye başlanmalıdır. Sadece okul değil internetten medyaya her alan temiz olmalıdır. Sadece okul ortamlarının korunaklı olması iyi insan yetiştirmemize yetmemektedir.
 
ÖĞ-DER olarak eğitim çalışanlarına yapılan tüm saldırıları nefretle kınıyor vefat eden okul müdürümüze ve şiddete uğrayan bütün eğitim çalışanlarımıza bir daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
 
Numan GÖKMEN
Genel Başkan
Google Plus'da Paylaş

Yorumlar